Efendim, kadının çalışıp çalışmayacağı konusunu soran okuyucularıma burada tek şıkkı tavsiyeyi pek isabetli bulmamaktayım. Çalışamaz, yahut da çalışmalıdır şeklinde tek hükmü takdim etmek, herhalde ailenin içinde bulunduğu ekonomik şartları nazara almamak olur. Onun için konuya biraz geniş açıdan bakmaya çalışacağım.
Şöyle ki:
İdeal olanı, kadının çalışmamasıdır. Yani dışarıda yabancıların yanında çalışmaya mecbur kalmamasıdır. Çünkü kadının evindeki çalışması kendisine yetip de artar bile.
Zaten evindeki çalışması da bir bakıma nafile ibadet hükmünde bir meşguliyettir. Hanımların bu konuda imtiyazlı durumları vardır. Beyine gönül rızasıyla hizmeti, çocuklarına bakması, onlarla gece-gündüz haşır neşir olması nafile ibadetten başka bir manaya gelmez. Bu kudsiyette bir çalışma ise düşünen bir hanımefendi için tatmin edici olsa gerektir.
Çünkü bu çalışma, yuvasında huzur, amel defterinde de sevaba vesiledir. Ancak, ekonomik şartların zorlamasıyla yabancıların yanında çalışmaya mecbur kalan hanımları da görmekteyiz.
* * *
Bir mühim nokta da, çalışacak hanımın beyi ile olan durumudur. Hanımın çalışması beyinin izin ve rızasına bağlıdır. Beyinden izin çıkmaz, rızası söz konusu olmazsa hanımın çalışması meşru da olmaz, makul de görülmez.
Bu izni vermeyen beyden hanımın makul ve meşru isteklerine cevap verip vermediği araştırılır. Zarurî ihtiyaçları temin ediyor, mecburî olan istekler eve getiriliyor da, hanım bunlara kanaat etmiyor, daha fazlasını, daha lüks ve israflısını talep ediyorsa, buna çalışma gerekçesi olarak bakılamaz. İhtiyaç üstü istekte bulunan hanımın arzularına haklılık payı verilemez.
Bu konuda bazı hadisler bizi uyarmaktadır
Ahir zamanda lüks ve israf alıp yürüyecek. Öyle ki, ihtiyaç olmayan şeyler dahi zarurî ihtiyaç telakki edilir hale gelinecek. Bu durumda hanımlar, kızlar, oğullar ailenin reisini isteklerini karşılaması konusunda zorlayacaklar... Helal kazançla bu istekleri karşılayamayan evin reisi de bu defa helal-haram sınırlarını tanımaz hale gelecek, ne bulursa almaya çalışacak. Böylece aile reisini, çocuklarıyla ailesi, uhrevi yönden felakete sürüklemiş olacaktır. Demek ihtiyaç anlayışı çok değişecek...
Hadisin bu ikazı aile bireylerini ciddi şekilde düşündürmeli, çevrenin telkin ettiği ihtiyaç olmayan şeyleri de ihtiyaç gibi görmekten uzak kalmalı, helal lokmayla iktifa etmeye nefsimizi razı etme basiretini göstermeliyiz. Aksi halde beyi bırak hanımın çalışması dahi geçinmeye yetmeyecektir.