Kur’ân, Allah yolunda ayakta duranların oturanlardan üstün olduğunu söyler.
Müminlerden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlarla malları ve canlarıyle Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı.(4 Nisa 95)
Kur’ân, Hz. Süleyman peygamberin ayakta, hayırlı bir eylem üzere iken vefat ettiğini anlatır. (34 Sebe’ 14)Zira Süleyman olanlar, eylem adamıdırlar ve onlar ayakta ölürler.
Katıldığım bunca savaşlara ve aldığım bunca yaralara rağmen, şimdi ben koca karılar gibi yatakta mı ölecektimdiye hayıflanan Allah’ın Kılıcı Hz. Halid, beni ayağa kaldırın ve hiç olmazsa ayakta öleyim der.
· Kur’ân, uyuma ve uyutma kitabı değildir. Zira o, insan için gelmiştir. İnsanı tanımlar, insanın problemlerini teşhis eder ve onlara kalıcı çözümler önerir. O, insanı hayata hazırlamak ve ona insanca bir hayat yaşatmak için inmiştir. Kısaca onun hem dünya hayatını cennete çevirmek, hem de ahrette ona cenneti kazandırmak için gelmiştir. Bunun için o, insanı diri ve uyanık tutmak için gelmiştir.
· Kur’ân, kıyam kitabıdır. İnsanı yerlerde sürünmekten kurtaran ve ona kazandıracağı değerleri ile onu ayağa kaldıran kitaptır.
· Namazda bile Kur’ân, ayakta/kıyamda okunur. Ne rukuda, ne secdede ve ne de tahıyyatta Kur’ân niyetiyle Kur’ân okunmaz. Ancak buralarda dua niyetiyle Kur’ân okunur. Rabbena duasının oturuşta okunması gibi.
· Namazın en efdal ruknü kıyamdır. En efdal namaz, kıyamı uzun olandır. Çünkü orada kıraat ruknü vardır. Namazın kıyamı bu fazileti Kur’ân’dan alır. Bu nedenle, sabah namazı dünya ve içindekilerden çok daha hayırlıdır. Çünkü onda en uzun Kur’ân kıraati vardır. Nitekim sabah namazından kur’âne’l-fecr diye bahsedilmiştir. Bir de Kur'ân'ın (feyiz ve bereketiyle içice olan) sabah namazını kıl; şüphesiz kî sabah namazına (melekler) şahit olur.(17 İsra 78)
· Kur’ân ayakta tutan, diri tutan, yöneten kitaptır. O insanı layık olduğu yere çıkarır, onu diri tutar, onu istikamette tutar ve onu yönetir.
· Peki, bütün bunlar nasıl gerçekleşecektir? Tabi ki Kur’ân’ın okunması, anlaşılması ve yaşanmasıyla. Zaten Kur’ân’ın inişindeki Murad-ı ilahî de bu değil midir? Evet, Yüce Allah’ın Kur’ân’ı indirmesindeki asıl amaç ne sadece onun okunmasıdır, ne sadece anlaşılmasıdır. Asıl amaç onun yaşanmasıdır. Elbette bunun için onu hakkıyla okumak ve doğru bir biçimde anlamak gerekir.
Prof.Dr. Ali Akpınar
Tags
Kuran-ı Kerim