Vehbi Vakkasoğlu'nun kaleminden;
... Mü'minler, Kur'an'ı Allah'ın kitabı biliyorlar. Bu imana rağmen onu açıp okumuyor, anlamaya çalışmıyorlar.Kur’ân zahiri bir hürmet makamında, süslü kaplar, kılıflar içinde yükseklerde tutuyorlardı. Oysaki Kur’ân’ın asıl yeri, kafalar ve kalplerdi. Kur’ân anlaşılmak ve hayata hayat olmak için gelmişti.
Mü’min, aynen Efendimiz (s.a.v.) gibi yaşayan bir Kur’ân’a dönüşmeliydi. Gerçekten kul olmanın ve kul kalmanın başka bir yolu yoktur çünkü...
... Mü'minler, Kur'an'ı Allah'ın kitabı biliyorlar. Bu imana rağmen onu açıp okumuyor, anlamaya çalışmıyorlar.Kur’ân zahiri bir hürmet makamında, süslü kaplar, kılıflar içinde yükseklerde tutuyorlardı. Oysaki Kur’ân’ın asıl yeri, kafalar ve kalplerdi. Kur’ân anlaşılmak ve hayata hayat olmak için gelmişti.
Kul, ancak Kur’ân’la kurtulur. Kur’ân’a inanmayanların gafletinde de inananların büyük bir vebali vardır. Kur’ân’ı hayatlarına hakim kılamayanlar, diğer insanlara kötü örnek oldular. Kur’ânlaşamayan gönüller; eğri büğrü, yamuk yumuk halleriyle dışarıdan bakanları Kur’ân’dan uzaklaştırdılar.
Kur’ân nurunu engelleyenlerin Müslümanlar oluşu ne acı!..
Tags
Kuran-ı Kerim